Karasal Olmayan Ağlar ile Türkiye’nin Uydu Bağlantıları ve Politikasının Geleceğinin Şekillendirilmesi – Dr. Mustafa Aykut

15 Temmuz 2025 Türkiye’de mobil iletişim hizmet ve altyapılarının yeni dönüm noktalarından birisi oldu. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile 5G lisanslarının ihalesinin yapılabilmesi için yeni frekansların tanımları ve asgari değerleri belirlendi.

Öte yandan, bundan bir yıl önce, 18 Haziran 2024 tarihinde, 3GPP Release 18 (popüler adıyla 5G-Advanced), mobil iletişimin standartlarını tanımlayan küresel organizasyon 3GPP’nin  Şanghay’da düzenlenen toplantısında resmi olarak tamamlandı. Böylece, 5G-Advanced’in ilk sürümü olan 3GPP Release 18, 5G teknolojisinde çığır açan bir teknolojinin kapıları açıldı. Bu sürümü temel alan mobil iletişim endüstrisi, yeni iş değerlerini keşfetmeye, bilinmeyen alanlara girmeye ve yeni nesile ilerlemeye hazırlanıyor.

Bununla birlikte, uydu teknolojileri uzun yıllardır küresel iletişim altyapısının vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Ancak son yıllarda iletişim ekosisteminde yaşanan dönüşüm, uyduların yalnızca tamamlayıcı değil, aynı zamanda dönüştürücü bir rol üstlenmesini sağlamaktadır. İşte tam da bu dönüşümün merkezinde Non-Terrestrial Networks (NTN) yer almaktadır. NTN kavramı, uydu ve yüksek irtifa platformları gibi yeryüzüne bağlı olmayan ağ bileşenlerini, karasal mobil şebekelerle entegre eden bir iletişim yaklaşımını ifade eder. Yalın bir ifadeyle NTN, uzay tabanlı altyapılar ile yer tabanlı (terrestrial) ağların tek bir bütünleşik sistem halinde çalışmasını sağlayarak kapsama, kapasite ve güvenilirlikte yeni bir paradigma yaratmaktadır. NTN’in standartları 3GPP Release 18’in içerisinde yer almakta ve önemli kısımlarından birini  kapsamaktadır.

Bugün dünya çapında mobil iletişim, özellikle de 5G ve gelecekteki 6G vizyonları çerçevesinde, yalnızca fiber, kablosuz veya hücresel bağlantılara dayalı olmaktan çıkmakta; daha esnek, kapsayıcı ve küresel erişim hedeflenmektedir. NTN, bu bağlamda, uzak ve kırsal bölgelerde yaşayan toplulukların, denizcilik ve havacılık gibi mobilite gerektiren sektörlerin ve afet anlarında kritik iletişim ihtiyacının kesintisiz karşılanmasını mümkün kılmaktadır. Uydu teknolojilerinin sağladığı geniş kapsama alanı ile karasal şebekelerin sunduğu düşük gecikme ve yüksek kapasite arasında köprü kurarak, yeni nesil iletişimin en güçlü tamamlayıcı unsuru haline gelmektedir.

Bu gelişmelerin ekonomik boyutu da dikkat çekicidir. Küresel ölçekte NTN ve özellikle alçak yörünge (LEO) uydularına yapılan yatırımlar milyarlarca doları bulmuş, telekomünikasyon ve uydu endüstrileri arasındaki sınırlar giderek silikleşmiştir. SpaceX’in Starlink’i, OneWeb, Amazon’un Kuiper projesi gibi mega uydu takımyıldızları, yalnızca genişbant erişim değil; aynı zamanda veri analitiği, IoT bağlantıları ve geleceğin yapay zekâ tabanlı uygulamaları için kritik altyapılar sunmaktadır. Bu küresel yarışın Türkiye için stratejik bir anlamı vardır. Zira Türkiye, hem kendi milli uydu programlarını (örn. TÜRKSAT 6A) geliştirmekte, hem de bölgesel bir iletişim merkezi olma iddiasını sürdürmektedir.

Türkiye özelinde NTN vizyonunu tartışırken önde gelen paydaşların rollerine değinmek önemlidir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, ulusal politika ve düzenlemelerin oluşturulmasında temel aktördür. Spektrum yönetimi, lisanslama süreçleri ve uluslararası koordinasyon, bakanlığın sorumluluğunda olup Türkiye’nin ITU WRC-27 gibi küresel düzenleyici platformlarda etkin bir şekilde temsil edilmesini gerektirir. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), spektrum tahsisi, lisanslama ve piyasa düzenlemesi ile NTN’in ticari hayata entegrasyonunda kritik bir konuma sahiptir. Uydu tabanlı hizmetlerin, mobil operatörler ve OTT platformlarıyla uyumlu bir şekilde sunulabilmesi, BTK’nın düzenleyici vizyonuyla doğrudan ilişkilidir.

Diğer yandan Türksat, Türkiye’nin ulusal uydu operatörü olarak yalnızca uydu hizmeti sunmakla kalmaz, aynı zamanda NTN ekosisteminde stratejik bir köprü rolü oynayabilir. Türksat’ın altyapısı, LEO uydu operatörleriyle yapılacak entegrasyonlar, yeni nesil servislerin Türkiye üzerinden bölgesel pazarlara açılmasını mümkün kılabilir. TÜBİTAK ve özellikle TÜBİTAK Uzay, Ar-Ge projeleri ve milli üretim kabiliyetlerinin geliştirilmesi açısından NTN ekosisteminde yerli teknolojilerin geliştirilmesinde lokomotif rol oynayacaktır. Bu çerçevede, yazılım tanımlı ağlar (SDN), yapay zekâ tabanlı trafik yönetimi ve ileri uydu yük teknolojileri Türkiye’nin NTN vizyonunu güçlendirecek unsurlardır.

Milli Savunma Bakanlığı ve savunma sanayii ekosistemi de NTN’in kritik bileşenlerindendir. Güvenli haberleşme, stratejik veri akışı ve milli güvenlik boyutları, NTN politikalarının yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik bir mesele olduğunu göstermektedir. Bugün dünyada uzay tabanlı iletişimin askeri operasyonlarda vazgeçilmez hale geldiği düşünüldüğünde, Türkiye’nin NTN stratejisinin de savunma perspektifini içermesi kaçınılmazdır.

Türkiye Uzay Ajansı (TUA), ülkenin uzay politikalarının belirlenmesi, uygulanması ve uluslararası düzeyde temsil edilmesi açısından merkezi bir role sahiptir. Uydu teknolojileri, fırlatma kabiliyetleri, yer istasyonları ve uzay tabanlı servislerin geliştirilmesi süreçlerinde yönlendirici ve koordine edici bir kurum olarak öne çıkmaktadır. Non-Terrestrial Networks (NTN) ve Mobile Satellite Services (MSS) gibi yeni nesil iletişim teknolojilerinin stratejik vizyonla uyumlu şekilde geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi için hem kamu hem de özel sektörle yakın işbirliği içinde çalışması beklenmelidir. Çünkü, TUA, aynı zamanda ulusal çıkarların gözetilmesi, sürdürülebilir uzay kullanımı ve uluslararası düzenlemelere aktif katılım açısından da kritik sorumluluklar taşımaktadır.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye’nin sanayi politikalarını, teknolojik gelişim vizyonunu ve yenilikçi ekosistemini şekillendiren ana otorite konumundadır. Uydu teknolojilerinde yerlileştirme, üretim ekosisteminin güçlendirilmesi, AR-GE faaliyetlerinin desteklenmesi ve stratejik yatırımların yönlendirilmesi bu bakanlığın temel görevleri arasındadır. NTN ve MSS tabanlı çözümler de dâhil olmak üzere, uzay tabanlı iletişim servislerinde özel sektörün rekabet gücünü artırmak için teşvik mekanizmaları, teknopark altyapıları ve stratejik sektör destek programları hayati rol oynamaktadır. Bakanlık, ayrıca sanayi, savunma, telekomünikasyon ve dijitalleşme politikalarını bir araya getirerek Türkiye’nin küresel ölçekte daha fazla rekabet edebilir bir uydu ve iletişim ekosistemi geliştirmesini mümkün kılabilir.

Tüm bu kurumsal aktörlerin yanı sıra, Türkiye’deki mobil operatörler ve girişimcilik ekosistemi de NTN’in hayata geçirilmesinde önemli roller üstlenecektir. Turkcell, Türk Telekom ve Vodafone Türkiye gibi operatörler, NTN tabanlı servislerin nihai kullanıcıya ulaştırılmasında en önemli ticari kanalı temsil etmektedir. Bununla birlikte, üniversiteler, araştırma merkezleri, HTK (Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi) ve diğer teknoloji girişimleri, NTN’in yeni kullanım alanlarını keşfedecek ve akademik bilgi birikimini güçlendirecektir.

Politika perspektifinden bakıldığında, NTN’in Türkiye için sunduğu fırsat yalnızca dijital kapsayıcılığı artırmak değildir. Aynı zamanda, Türkiye’yi bölgesel bir uydu hizmetleri merkezi haline getirmek, uydu üretiminde yerlilik oranını artırmak ve milli güvenlik odaklı uzay stratejilerini güçlendirmektir. Bu bağlamda, regülasyonların esnek ve yenilikçi bir yaklaşımla güncellenmesi, kamu-özel sektör işbirliklerinin desteklenmesi ve uluslararası ortaklıklarda aktif bir pozisyon alınması kritik olacaktır.

NTN’in geleceği, yalnızca teknoloji ve yatırım meselesi değil; aynı zamanda stratejik bir vizyon meselesidir. Türkiye, güçlü akademik kurumları, gelişen sanayisi, aktif regülatör yapısı ve milli uydu programlarıyla bu vizyonu şekillendirme potansiyeline sahiptir. Önümüzdeki yıllarda uzay teknolojilerinin ve NTN’in, Türkiye’nin dijital dönüşümünde, ekonomik büyümesinde ve uluslararası alandaki rekabet gücünde belirleyici unsurlardan biri olması hepimizin arzusu, vizyonu ve hedefi olmalıdır.

Dr. Mustafa Aykut

İletişim: koc@hedefkoc.com