TÜRKİYE VE DÜNYA’DA YAKIN YÖRÜNGE (LEO) UYDULARININ DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİ – Cem Bilsel
Giriş
Haberleşme uyduları günümüze kadar telefon haberleşmesinde, televizyon ve radyo programlarının dağıtımında, mobil ve askeri amaçlı haberleşmede, veri haberleşmesinde etkin olarak kullanılmışlardır. Bu özellikleriyle uydu haberleşmesi, insanlar arasındaki ilişkilerin gelişmesine ve farklı kültürlere sahip ülkelerin de birbirleriyle yakınlaşmalarına olanak tanımıştır.
6 Nisan 1965 tarihinde ilk ticari uydu olan INTELSAT uydusunun uzaya fırlatılması ve Yere Eş Zamanlı (Jeosenkron) Yörüngede hizmet vermeye başlamasından bu yana uydu teknolojisi hızla gelişmiş ve insanoğluna yeni ufuklar açmıştır. Bu arada kullanılan fırlatma araçlarının başarıları bu gelişmelere büyük bir ivme kazandırmıştır. Jeosenkron yörüngedeki uyduların geniş bir kapsama alanına sahip olmaları, kolayca yörüngeye yerleştirilebilmeleri ve yerel haberleşme sistemlerinden daha güvenilir olmaları, uydu yoluyla haberleşmenin tercih edilmesindeki en önemli etkenlerden olmuştur.
Karasal sistemlerin Türkiye’nin haberleşme alanında hızla artan gereksinimlerini karşılayamaması sonucunda, tüm haberleşme servislerini içine alacak ve kitlelerin bulundukları coğrafi bölgeden bağımsız olarak bu servislere ulaşmalarını sağlayacak milli uydu haberleşme sistemlerine sahip olunması gerekliliği ortaya çıkmış ve bunun sonucunda TÜRKSAT projesinin tohumları atılmıştır.
Bunun sonucunda da, 1994 yılından günümüze kadar Jeosenkron yörüngede, frekans ve kapsama alanı özelinde Türkiye’ye tahsisli 31, 42 ve 50° Doğu boylamlarında sayısız TÜRKSAT uydusu servise verilmiştir. Ülkemizin uydu serüveni, TÜRKSAT 1,2,3,4 ve 5 serisi uyduların başarıyla servise verilmesi ile duraksamaksızın devam etmiştir. Ve nihayetinde de en son geçtiğimiz yılın son çeyreğinde ülkemizin 4 güzide kuruluşu olan TÜBİTAK Uzay, TUSAŞ, ASELSAN ve C TECH firmalarının işbirliği sonucu tamamen yerli ve milli olarak tasarlanan, üretilen ve testleri gerçekleştirilen TÜRKSAT-6A Uydusu başarıyla uzaya fırlatılarak hizmet vermeye başlamıştır.
Diğer taraftan da, Jeosenkron uydu projelerine paralel olarak, 2000’li yılların başlarında Türkiye’de Yakın Yörüngede ve de özellikle küp uydu alanlarında da çalışmalar başlatılmıştır.
Takvimlerimiz Eylül 2009’u gösterdiğinde, İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından geliştirilen ülkemizin ilk küp uydusu başarıyla uzaya fırlatılmıştır.
İngiliz SSTL Firmasından sağlanan teknoloji transferi ile o zamanki BİLTEN (şimdiki TÜBİTAK Uzay) tarafından ortak tasarlanan ve geliştirilen Yakın Yörüngedeki BİLSAT Uydusu, Türkiye’nin ilk elektro-optik yer gözlem ve uzaktan algılama uydusu olup, 2003 yılında uzaya gönderilmiştir.
RASAT uydusu ise, tasarımı ve üretimi Türkiye’de gerçekleştirilen ilk yer gözlem uydusudur. Türkiye’nin BiLSAT uydusundan sonra ikinci uzaktan algılama uydusudur.
Daha sonraki yıllarda Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü keşif ve gözlem uyduları olan GÖKTÜRK-2 uydusu TÜBİTAK Uzay ve TUSAŞ işbirliği ile milli olarak tasarlanıp geliştirilmiştir.
Bu uyduları ise GÖKTÜRK-1 ve IMECE uyduları takip etmiştir.
2020’li yıllarda ise PLAN S ve Hello Space firmaları tarafından geliştirilen ve IOT yani Nesnelerin Interneti konseptine uygun yeni Yakın Yörünge uyduları ile Gumush firması tarafından geliştirilen küp uyduların hizmete alındığına tanıklık ettik.
Tüm bu çalışmalar Jeosenkron Yörüngede olsun Yakın Yörüngede olsun, ülkemiz açısından son derece önemli ve kıymetli gelişmelerdir, çünkü her açıdan gelişmiş bir Türkiye’nin uydu ve uzay teknolojileri dahil çağımızın modern imkan ve avantajlarından faydalanması gerektiği kaçınılmaz bir gerçektir.
Jeosenkron Yörüngeden Yakın Yörüngeye Geçiş Nedenleri ve Yakın Yörünge Uydularının Avantaj ve Dezavantajları
Jeosenkron Yörüngeden Yakın Yörüngeye geçiş nedenlerini birkaç başlıkta inceleyebiliriz:
- Hizmet türlerindeki değişim
- Uydulara duyulan gereksinimlerdeki artış
- Uyduların minyatürleşmesi ile fırlatma aktivitelerinin eskisinden daha kolay olması
- Azalan üretim ve fırlatma maliyetleri
- Sayısal görev yüklerinin yaygınlaşması
- Yönlendirilebilir multi-beam (çoklu ışın) antenlerin geliştirilmesi ve üretilmesi
- İleri modülasyon ve kodlama tekniklerinin geliştirilmesi
- Frekansların tekrar kullanılabilmesi
Yakın Yörünge Uydularının Jeosenkron Yörünge Uydularına göre avantajlarını aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
- Jeosenkron Uydulara göre Yakın Yörünge Uyduları çok daha maliyet etkindir.
- Üretim ve servise alma süreleri çok daha kısadır.
- Dünyaya daha yakın olmalarından dolayı serbest uzay kaybı oldukça düşüktür ve Latency dediğimiz, haberleşmedeki gecikme süresi daha kısadır.
- Yüksek bant genişliği ve dolayısıyla yüksek veri hızına olanak tanımaktadır.
- Dar kapsama alanına sahip olduğu ve uydu dünyanın dönüş hızından daha hızlı döndüğü için karıştırma ve elektronik harbe karşı daha dayanıklıdır.
- Rafta Hazır Ürünlerin/Malzemelerin yaygınlaşmasının malzemelere erişim kolaylığı getirmesi sonucunda da teknolojiye daha hızlı ayak uydurabilmektedir.
- Konumu itibarıyla erişim olanaklarının kısıtlı olduğu bölgelerde M2M (Makinadan Makinaya) iletişim ve IOT dediğimiz Nesnelerin Interneti ihtiyacı için yakın yörünge uydularının kullanılması kolaylık sağlamaktadır.
Tüm bu avantajlarından dolayı da, Yakın Yörünge, uydu haberleşme pazarında yükselen bir eğilim olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ama bu yörüngenin sunduğu avantajlar yanında aşağıda listelenen dezavantajları da bulunmaktadır:
- Kesintisiz bir haberleşmenin sağlanabilmesi için çok sayıda uydu gerekmektedir.
- Servis ömürleri çok daha kısadır.
- Uydular hareketli olduğundan, yerdeki terminallerin, platformların ve uydu kontrol sistemlerinin uydu takip sistemlerinin çok hassas ve hızlı olması gerekmektedir.
- Yine kesintisiz bir trafik için çok sayıda ağ geçidine ve/veya uydular arası veri bağına ihtiyaç duyulmaktadır.
- Uydu sayısının çokluğundan dolayı da, şüphesiz ki işletme zorluğu bulunmaktadır.
Yakın Yörünge Uydularının Kullanım Alanları
- Sınır gözetimi
- Tarım alanlarının ve tarımsal ürünlerin gözlemlenmesi
- Ortam ve iklim değişikliklerinin izlenmesi
- Sel, deprem, yangın vs doğal afetlerin yönetimi
- Şehir planlaması
- İstihbarat
- Geniş bant internet hizmetleri
- Mobil iletişim
- Nesnelerin İnterneti
- Derin uzay uygulamaları
Yakın Yörüngede hizmet veren uydulardan bahsederken, günümüzde çok yaygın bir kullanım alanına sahip küp uyduları da görmezden gelemeyiz. Küp uyduların başlıca 4 adet ana kullanım alanı vardır:
- Teknoloji gösterimi
Uzayın zorlu ortamı gerçek ve doğal bir test ortamıdır. Küp uydular, uzayda hizmete alınması düşünülen yeni sistem, alt sistem, ekipman ve malzemelerin test edilmesine ve bunların karmaşık bir uzay görevine entegre edilmeye hazır olup olmadıklarının doğrulanmasına yardımcı olabilir. Mesela bir küp uydu, yeni bir termal görüntüleme kamerasının performansını, alınan görüntülerin kalitesini ve cihazın genel güvenilirliğini değerlendirmek üzere kullanılabilir.
- Bilimsel çalışmalar
Küp uydular, bilimsel bir deney yapmak veya uzaydan ölçüm almak için küçük bilimsel aletler taşıyabilir. Mesela, küp uydulara yerleştirilecek bir sensör (algılayıcı) deprem tespitini iyileştirmek amacıyla manyetik alan üzerindeki dalgalanmaları daha iyi anlamak ve tahmin etmek için bilgi toplayabilir.
- Eğitim projeleri
Küp uydular, öğrencilere uydu tasarımından, fırlatma ve uydu operasyonlarına kadar uzay görevlerini geliştirmede ve anlamada benzersiz bir uygulamalı deneyim sağlayabilir. Örneğin küp uydular, öğrenciler tarafından, hayvanlara takılan tasmalardan ya da çiplerden yayılan radyo sinyallerini toplayarak, hayvan sürülerinin davranış ve hareketlerini izlemek için kullanılabilir.
- Ticari kullanım
Küp uydular, telekomünikasyon hizmetleri sağlamak veya Dünyadan görüntü almak gibi ticari uygulamalar için de kullanılabilir. Kamerayla donatılmış küp uydu ağına sahip olan bir uydu operatörü, Dünya’nın yüksek çözünürlüklü görüntülerini tarım, şehir planlama veya farklı alanlarda veriye ihtiyaç duyan müşterilerine satabilir.
Dünya’da Yakın Yörüngede Hizmet Veren Başlıca Uydu Sistemleri ve Hedef Kitleleri
IRIDIUM
Dünya’daki ilk Yakın Yörünge haberleşme sistemini 1998 yılında servise veren ve bu işin fitilini ateşleyen firmanın Amerikan IRIDIUM Firması olduğunu söyleyebiliriz. IRIDIUM ilk uydusunu teknoloji gösterim amaçlı fırlatmış olup, günümüzde 66’sı aktif ve 14’ü yedek olmak üzere 80 adet Yakın Yörünge takım uydusu işletmektedir.
IRIDIUM Uyduları, el tipi uydu telefonlarından, uydular üzerinden mesajlaşma imkanı sağlayan iletişim cihazlarından ve entegre alıcı-vericilerden dünya çapında ses ve veri iletişiminin yanı sıra desteklenen geleneksel cep telefonlarından iki yönlü uydu mesajlaşma hizmeti için kullanılır. Neredeyse kutupsal yörünge ve uydular arası linkler aracılığıyla uydular arasındaki iletişim ve küresel hizmet kullanılabilirliği sağlar.
GLOBALSTAR
Dünya’daki ikinci LEO takım uydu haberleşme sisteminin sahibi ise, IRIDIUM’un rakibi olan Amerikan GLOBALSTAR firmasıdır. GLOBALSTAR, dünyada uydu sektöründeki en büyük oyunculardan LORAL ve QUALCOMM firmaları tarafından ortak girişim firması olarak kurulmuştur. GLOBALSTAR uyduları el tipi uydu telefonlarına ses ve düşük hızlı veri hizmeti vermektedir. GLOBALSTAR takım uydu kümesinde halihazırda 25 Yakın Yörünge Uydusu bulunmaktadır.
GLOBALSTAR demişken, uydu sektöründeki ve özellikle de Yakın Yörünge Uydu sistemleri alanındaki yakın zamandaki en önemli gelişmelerden birisinden bahsetmemek olmaz.
Bu önemli, hatta çok önemli gelişme Apple firmasının, iPhone’lar için uydu sağlayıcısı GLOBALSTAR’a 1.5 milyar dolar yatırım yapmaya karar vermiş olmasıdır. Apple, bu yatırımla sınırlı ağ erişimi olan bölgelerdeki müşterilerine acil durum haberleşmesi için uydu tabanlı bağlantı sağlamayı hedeflemektedir.
GLOBALSTAR ve Apple arasındaki, uydu altyapısı için finansman içeren bu ortaklık, Apple’ın iPhone kullanıcılarına sunulan uydu hizmetlerinin kapsamını genişletmek için stratejik bir hamle yaptığını göstermektedir.
TELESAT
Dünyaya Yakın Yörüngede hizmet veren diğer önemli bir aktör ise Kanada’lı TELESAT firmasıdır. TELESAT Firması, Telesat Lightspeed projesi ile, yerdeki veri ağlarıyla kesintisiz bir şekilde entegre olan, son teknoloji ürünü ve hepsi uydular arası linklerle aynen bir örümcek ağı gibi birbirine bağlı 198 Yakın Yörünge Uydusundan oluşacak son derece yenilikçi bir küresel ağ geliştirmeyi hedeflemektedir.
TELESAT Lightspeed Uydu Şebekesi, günümüzün Jeosenkron uydularından yaklaşık 20 kat daha hızlı o ve fiber ağlarla aynı düzeyde olacaktır. TELESAT Lightspeed Şebekesinin en önemli özelliklerinden bir tanesi ise, akıllı ağ sayesinde, bant genişliğini nüfus yoğunluğunun fazla olduğu bölgelere veya havaalanı merkezleri gibi yüksek trafik talebi olan alanlara dinamik olarak tahsis edebilecek olmasıdır.
Rivada Space Networks
Bu alandaki diğer bir oyuncu ise merkezi Almanya’da bulunan Rivada Space Networks Firmasıdır. Rivada ilk ve tek, küresel ve her yerde mevcut iletişim ağını sunmak üzere tasarlanan ve Yakın Yörünge Uyduları üzerinden hizmet verecek OuterNET projesinin lansmanını duyurmuştur. OuterNET ile dünya üzerinde ilk kez gerçek zamanlı küresel kablosuz bağlantı sağlanmış olacaktır.
600 uydudan oluşacak OuterNET takım uyduları, uydular arası lazer bağlantılarıyla desteklenecek ve uzay boşluğunda uyumlu bir küresel ağ oluşturacak uçtan uca bir küresel kapsama sunmayı vaat etmektedir. Rivada yapmış olduğu anlaşmalarla, an itibarıyla 33 ülkeye hizmet vermeyi garanti altına almıştır.
Sistem, verilerin ağ içinde güvenli ve verimli bir şekilde iletilmesini sağlamak için her bir uydunun dört adet yüksek hızlı optik uydular arası bağlantıya ve gelişmiş yönlendirme teknolojisine sahip olmasıyla yerden uzaya iletişimi kolaylaştırmayı hedeflemektedir. Bu mimari ile Rivada firması, her yerdeki kullanıcılar için olağanüstü güvenlik, hız ve düşük gecikme süresini garanti etmektedir.
AST SpaceMobile
2023 yılında Amerikan AST SpaceMobile, uyduyu kullanarak, modifiye edilmemiş Samsung Galaxy S22 ve Apple iPhone akıllı telefonlarıyla dünyanın ilk uzay tabanlı iki yönlü telefon görüşmesini gerçekleştirmiştir. Bu ilk çağrı, AT&T 2G hücresel frekans spektrumu kullanılarak Teksas’tan Japonya’ya yapılmıştır. Şirket ayrıca kendisine ait test uydusu olan BlueWalker 3’ü kullanarak uzaydaki bir uydudan doğrudan akıllı telefonlara ilk 4G ve 5G bağlantısını gerçekleştirmiş ve 21 Mbit/s gibi yüksek indirme hızına ulaşmıştır. AST, bugüne kadar BlueBird adıyla adlandırdığı 5 adet uyduyu uzaya fırlatmıştır.
AST SpaceMobile, herhangi bir ek donanıma ihtiyaç duymadan standart akıllı telefonlara doğrudan bağlanan, uzay tabanlı bir hücresel geniş bant ağ geliştirmektedir. Bunu sağlamak için de, teknolojilerini mevcut cep telefonlarıyla uyumlu olacak şekilde tasarlamakta ve bağlantı sağlamak için Yakın Yörüngedeki Uydulardan yararlanmaktadır.
Starlink
Starlink Amerikan uydu şirketi ise, SpaceX tarafından uydu interneti erişimi sağlamak üzere inşa edilmiş bir uydu internet kümesidir. Starlink uyduları, yer istasyonları ile birlikte çalışan ve seri olarak üretilen binlerce küçük uydudan oluşmaktadır. Halihazırda 8000’in üzerinde Starlink Uydusu Yakın Yörüngede dolanmaktadır.
Starlink, yüksek hızlı internet sağlamak için Yakın Yörünge Uydularından oluşan bir takım uydu kümesi kullanmaktadır, ancak kullanıcılar internete bağlamak için özel bir uydu anteni (“Starlink Dish” olarak bilinir) ve bir Wi-Fi yönlendiricisine gereksinim duymaktadırlar. Bu, Starlink’in akıllı telefonlara veya standart mobil cihazlara doğrudan bağlanmadığı, ancak geleneksel İSS’lere benzer bir internet hizmeti sağladığı anlamına gelir.
Starlink, öncelikle geniş bant hizmetlerinin zayıf olduğu veya hiç olmadığı bölgelerdeki kullanıcıları hedefleyen bir geniş bant internet servis sağlayıcısıdır. Buna kırsal ve uzak toplulukların yanı sıra taşınabilir veya şebekeden bağımsız internet çözümlerine ihtiyaç duyan kullanıcılar da dahildir.
EUTELSAT OneWeb
EUTELSAT Gruba bağlı OneWeb, Dünya yüzeyini 1.200 km yukarıdan izleyen kutupsal yörüngelerde hizmet veren 648 uydudan oluşan dinamik bir ağdır.
OneWeb, Starlinkin rakibi olmakla birlikte, pazarı öncelikli olarak Starlink’in hedeflediği bireysel yerel müşteriler yerine, savunma sanayi dahil olmak üzere işletmeler, hükümetler, telefon şebekesi operatörleri ve topluluk kümelerine yöneliktir.
OneWeb geçtiğimiz yıl, Kazakistan’daki yolcu trenlerine yüksek hızlı ve düşük gecikmeli internet servisi sağlamak üzere Kazakistan’ın Ulusal Demiryolu şirketiyle de anlaşma imzalamıştır.
Project Kuiper
Yine aynı şekilde, EUTELSAT OneWeb benzeri genişbant internet hizmeti vermek amacıyla Amazon tarafından kurulan Project Kuiper oluşumu bulunmaktadır. Kuiper Projesi, Yakın Yörüngede 3.000’den fazla uydudan oluşan bir takım uydu aracılığıyla küresel geniş bant erişimini artırmayı amaçlayan bir girişimdir.
Çoklu Yörünge Stratejisi
Yakın Yörünge Uydu sistemleri, son derece yüksek veri hızlarında ve düşük maliyetli uydular aracılığıyla hücresel ve tüm dünyaya hizmet verecek şekilde kullanılabildikleri için, daha önce hiç bu düzeyde hizmetin bulunmadığı yerlerde ekonomiye ve devletlere büyük faydalar sağlamaktadır.
Yakın Yörünge Uyduları elbette çok önemli misyonlar üstlenmektedir ve bu yörüngenin çok büyük avantajları bulunmaktadır. Tüm bu özelliklerinden dolayı da uzayda şüphesiz ki oyunun kurallarının belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır.
Ama artık öyle bir noktaya geldik ki uzay yarışlarında, tek başına uzayda varlığını sürdürebilmek, uzayda kendini kanıtlamış ülkelerle rekabet edebilmek ve bu yarışta ben de varım diyebilmek için Yakın Yörünge ötesi çözümler geliştirmek ve farklı yörünge seçeneklerini de göz önünde bulundurmak gerekmektedir.
Farklı yörünge stratejisi aslında mevcut yörüngelerden farklı bir yörünge bulup, bu yörüngede uyduları işletmek değil. Mevcut yörüngeleri birlikte kullanmak demek. Aslında farklı yörünge stratejisi yerine Çoklu Yörünge Stratejisi demek daha doğru olacaktır.
Şu anda uyduların servis verdiği 3 ana yörünge var: Jeosenkron Yörünge, Yakın Yörünge ve Orta Dünya Yörüngesi. Her yörüngenin kendine özgü avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Veri hızı, bant genişliği, güvenlik, güvenilirlik, ekipmanların bulunabilirliği ve maliyet kriterleri açısından 3 yörüngeyi değerlendirdiğimizde, hiçbir yörüngenin tüm bu saydığımız kriterler açısından diğerlerine bir üstünlüğü bulunmamaktadır. Bir kriterde bir yörünge baskın gelirken, diğer bir kriterde diğer yörüngeler baskın gelebilmektedir.
Bu nedenle, söz konusu 3 yörüngenin tek başlarına kullanılması durumunda ortaya çıkan dezavantajları bertaraf etmek için, 3 yörüngenin aynı anda kullanılacağı bir uydu işletme stratejisi mevcut dezavantajları avantaja çevirecektir. İşte burada bahsetmeye çalıştığımız Çoklu Yörünge Stratejisi 3 yörüngenin aynı anda kullanılmasını içermektedir. Ve bu sayede her yörüngenin kendi içinde getirdiği problemler ve sıkıntılar bu yeni strateji potasında eritilebilecektir.
3 yörüngede hizmet veren uyduları aynı uydu bulutu içerisinde kullanarak savunma, havacılık, denizcilik, enerji vb sektörler ile büyük işletmeler için kesintisiz ve sağlıklı bir iletişim servisi sunmak mümkün olabilecek ve uydu kaynakları daha etkin kullanılabilecektir.
Kritik görev operasyonları için kesintisiz iletişim, uygulamalar için çok yüksek veri hızı ve düşük haberleşme süreleri hedefleniyorsa, havada, karada ve denizde her yerde iletişim sağlanmak isteniyorsa, Çoklu Yörünge Stratejisi en uygun çözüm olacaktır diyebiliriz.
Uydu Sektörünün Geleceği
- Son iki yıl içerisinde uzaya gönderilen 6 binin üzerindeki uydunun büyük bölümü Yakın Yörüngede hizmet veren uydular olup, günümüzde Yakın Yörünge takım uydu sistemleri genişlemekte ve her geçen gün yeni girişimler karşımıza çıkmaktadır. Özellikle uydu üretimi, fırlatma hizmetleri ve uydular üzerinden sunulan servisler başta olmak üzere tüm sektörün önemli bir değişimle karşı karşıya olduğu görülmektedir.
- Uydu üretim altyapıları büyük ve yüksek kapasiteli uydular ile küçük, düşük maliyetli ve seri üretim mantığı ile üretilen uyduları üretebilecek şekilde çeşitlenecektir.
- Önümüzdeki yıllarda uydu fırlatma firmaları arasındaki rekabet artacaktır. Uydu fırlatma firmaları yük taşıma kapasitelerini artırarak ve maliyetlerini düşürerek, aynı anda çok sayıda uyduyu maliyet etkin biçimde yörüngeye taşıyabilmenin yollarını arayacaklardır.
- Sahip olduğu uydular üzerinden son kullanıcıya servis sunan uydu operatörleri, Çoklu Yörünge Stratejisi ile farklı yörüngelerin avantajlarından yararlanarak hizmetlerini çeşitlendirecekler, bu amaçla geliştirecekleri iş birlikleri ile etki alanlarını güçlendirmeye çalışacaklardır.
- Yine Çoklu Yörünge Stratejisi kullanılarak Jeosenkron yörünge uydularla sağlanan haberleşme servisleri, yakın ve orta irtifa yörünge uydularıyla tamamlanmaya çalışılacaktır. Karasal olmayan bu uzay sistemi, aynı zamanda karasal alt yapıyla da entegre edilerek daha kapsamlı, maliyet etkin ve yüksek performanslı haberleşme ağları kurulabilecektir.
- Uydu start-up firmalarının sayılarının daha da artacağını ve sonuçta da sektörde ciddi bir rekabet ortamının oluşacağını öngörebiliriz. Ama maalesef herkese pastadan pay düşmeyeceği için, maliyet etkin ve yenilikçi çözümlere ve iş modellerine sahip firmaların ayakta kalacağını, sonuçta da çoğu yeni start-up firmasının kapanacağına şahit olacağız diyebiliriz.
- Yakın Yörünge takım uydularının boyutu ve karmaşıklığı, ağ trafiği mühendisliği için önemli yeni zorluklar ortaya çıkarmaktadır. YakınYörünge Uyduları aracılığıyla düşük gecikmeli uydu haberleşme bağlantısı sunan şirketlerin sayısı son zamanlarda inanılmaz derecede artmıştır, ama bu kadar şirketin yakın ya da uzak gelecekte ayakta kalması mümkün olmayacaktır. Müşterilerine en uygun fiyatı ve performansı ve servis çeşitliliği sunabilecek firmalar pazarda kendine yer bulacak, rekabetçi çözümler sunamayan firmalar ise tarihe karışacaklardır. Hatta gelecekte irili ufaklı firmaların büyük firmalarla rekabet edebilmek için güçlerini birleştireceklerine ya da büyük firmaların kendinden daha küçük firmaları bünyelerine katacağına da tanık olabiliriz.
- Mobil servis sağlayıcıları ve uydu hizmeti sağlayıcıları, özellikle ağ kapsamını genişletmek ve müşterilere sunulan hizmetin kalitesini artırmak için yeni iş birlikleri ve ortaklıklar kurmakta olup, kurmaya da devam edeceklerdir.
- Geniş bant internetin bir ihtiyaç haline gelmesi, nesnelerin interneti ve algılayıcı ağlarının da hızla artmasıyla internete veya algılayıcı ağlarına bağlı cihaz sayısında da ciddi bir artış gözleneceğini söyleyebiliriz.
İletişim: koc@hdefkoc.com




