ABD’NİN YENİ GÜMRÜK VERGİSİ KARARININ KÜRESEL VE TÜRKİYE EKONOMİSİNE ETKİLERİ !

ABD’nin Yeni Gümrük Vergisi Kararının Küresel ve Türkiye Ekonomisine Etkileri

2 Nisan 2025 tarihinde ABD Başkanı Donald Trump, dünya ülkeleriyle yürütülen ticarette vergi oranlarında önemli değişikliklere gidileceğini duyurdu. Bu karar, uzun yıllardır süregelen ticaret politikalarının yeniden gözden geçirilmesine ve küresel ticaret dengelerinin sarsılmasına neden olacak nitelikte. Hem ABD içindeki sanayi ve istihdam politikalarını desteklemek hem de dış ticaret açığını azaltmak amacıyla alınan bu karar, dünya genelinde çeşitli olumlu ve olumsuz sonuçları beraberinde getirebilir.

Trump yönetimi, 2 Nisan 2025 tarihinde düzenlenen bir basın toplantısında, ithalat için asgari %10’luk bir gümrük vergisi uygulayacağını açıkladı. Buna ek olarak, ülkeler arası ticaret dengesizliğini gidermek amacıyla, karşılıklı olarak daha yüksek vergi oranları belirlenirken; Çin için %34, Avrupa Birliği için %20, Vietnam için %46 gibi oranlar öne çıktı. Ayrıca, ithal otomobillere %25 gümrük vergisi gibi sektör özelinde uygulamalar da getirildi. Bu düzenlemenin, ABD sanayisini canlandırma ve dış ticaret açığını azaltma hedefleri bulunuyor.

Küresel Perspektiften Kararın Önemi

Olumlu Yönler

  • İç Üretimin Teşviki: ABD, yüksek vergi bariyerleriyle yerli üretimi destekleyerek istihdamı artırmayı hedefliyor.
  • Ticaret Açığının Azaltılması: Karşılıklı vergilerle dış ticaret açığının daraltılması amaçlanıyor.
  • Müzakerelere Zemin Hazırlanması: Trump’ın açıklamalarında, diğer ülkelerle müzakerelere açık olunacağı vurgulanması, ileride ticari sorunların çözümü için zemin hazırlayabilir.

Olumsuz Yönler

  • Küresel Ticaret Savaşları Riski: Yüksek vergiler uluslararası ticarette gerginliğe neden olarak, ticaret savaşlarının başlamasına zemin hazırlayabilir.
  • Piyasa Volatilitesi: Karar, özellikle borsa ve döviz piyasalarında ani dalgalanmalara yol açarak, küresel ekonomik belirsizliği artırabilir.
  • Tedarik Zincirlerinde Aksamalar: Küresel tedarik zincirlerinde yeniden yapılanma ve üretim kaymalarına yol açması bekleniyor .

Çin İçin Anlamı

Dünya üretim merkezi olarak görülen Çin, Trump’ın uygulamaya koyduğu %34’lük vergi oranıyla ABD pazarındaki rekabet gücünü ciddi oranda azaltabilir. Bu durum:

  • Maliyet Artışı: Çin’den gelen ürünlerin ABD’de daha pahalı hale gelmesine yol açarak, Çinli ihracatçıları zor durumda bırakabilir.
  • Tedarik Zinciri Değişikliği: ABD firmaları, maliyet avantajını yeniden değerlendirmek adına alternatif tedarikçiler arayışına girebilir.
  • Siyasi ve Ekonomik Baskı: Bu vergi uygulaması, Çin üzerinde uluslararası arenada ticari ve politik baskı unsuru olarak kullanılabilir.

Türkiye İçin Potansiyel Avantajlar

Türkiye, ABD’nin belirlediği yeni vergi tarifesinde %10’luk en düşük oranla yer alıyor. Bu durumun yaratabileceği avantajlar şunlardır:

Rekabet Avantajı

  • Düşük Vergi Yükü: Çin (%34), Vietnam (%46) ve AB (%20) gibi rakip ülkelerin çok daha yüksek vergi oranları, Türk ürünlerini ABD pazarında daha cazip hale getirebilir.
  • Fiyat Rekabeti: Otomotiv, tekstil ve makine gibi sektörlerde, düşük vergi oranları Türk ihracatçılarına maliyet avantajı sağlayarak, ABD’de rekabet gücünü artırabilir.

Yabancı Yatırımların Artışı

  • Üretim Tesislerinin Türkiye’ye Kayması: ABD’nin vergi güncellemesiyle yüksek teknoloji ürünlerinde ve ileri üretim süreçlerinde maliyet avantajı arayan ülkeler, aynı zamanda Türkiye’nin sağladığı cazip yatırım teşvikleri nedeniyle üretim tesislerini Türkiye’de kurmak isteyebilir. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı kapsamında açıkladığı gibi, yüksek katma değerli, AR‑GE odaklı yatırımlara yönelik uzun vadeli finansman, vergi indirimi ve çeşitli teşvik paketleri, Türkiye’yi küresel teknolojik üretimin önemli bir merkezi haline getirmeyi hedefliyor.
  • Teşvikler ve Destekler: Yabancı yatırımcılar, Türkiye’de yatırım teşvik belgesi alarak; KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, kurumlar vergisi indirimi, sosyal sigorta prim desteği gibi avantajlardan yararlanabiliyor. Bu teşvikler, e-TUYS sistemi üzerinden sağlanmakta ve bölgesel yatırım teşvik uygulamalarıyla desteklenmektedir.

Ekonomik İstikrar ve Büyüme

  • Artan İhracat Hacmi: 2024 verilerine göre, Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacmi artış göstermiştir. Yeni vergi düzenlemesi, bu artışı daha da perçinleyerek, 100 milyar dolarlık ticaret hedeflerine ulaşmada Türkiye’ye katkı sağlayabilir.
  • Sektörel Kalkınma: Özellikle otomotiv, tekstil ve makine sektörlerinde, düşük vergi oranları ve cazip yatırım teşvikleri sayesinde üretim artışı ve yeni iş olanakları yaratılabilir.

Türkiye’nin Küresel Ekonomide Elde Ettiği Stratejik Avantajlar ve Yabancı Yatırım Teşvikleri

Türkiye, jeostratejik konumu, nitelikli işgücü, güçlü lojistik altyapısı ve rekabetçi üretim maliyetleri ile küresel yatırımcılar için çekici bir destinasyon haline gelmiştir. Yüksek teknoloji yatırımlarında Türkiye’de üretimin gerçekleştirilmesi konusundaki artan ilgi, iki ana etmenle şekillenmektedir:

  1. ABD’nin Vergi Güncellemesi: ABD’nin yüksek vergi politikaları, diğer rakip ülkelerde maliyet artışına neden olurken, Türkiye’nin uyguladığı %10’luk vergi oranı, yüksek teknolojili ürünlerin rekabetçi fiyatlarla üretilmesini mümkün kılmaktadır.
  2. Yabancı Yatırım Teşvikleri: Türkiye, Genel Yatırım Teşvik Uygulamaları, Bölgesel Yatırım Teşvikleri, Stratejik Yatırım Teşvikleri ve Proje Bazlı Yatırım Teşvikleri gibi kapsamlı destek mekanizmaları ile yatırımcılara cazip şartlar sunmaktadır. Bu teşvikler; KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimleri, sosyal sigorta prim desteği, faiz oranı desteği, arazi tahsisi ve altyapı desteği gibi pek çok avantajı içerir. Yabancı yatırımcılar, e-TUYS sistemi aracılığıyla yatırım teşvik belgesi alarak bu avantajlardan faydalanabilirler.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın HIT-30 programı kapsamında açıkladığı destek paketleri, yüksek teknoloji ve AR‑GE odaklı yatırımlar için uzun vadeli finansman, vergi indirimleri ve hibe desteği sunarken; KOBİ’ler ve büyük ölçekli firmalar arasında teknoloji transferi ve üretim entegrasyonunun artırılmasını hedeflemektedir. Bu teşvik mekanizmaları, Türkiye’nin 2030 yılına kadar yüksek teknoloji ihracatını ve üretimini önemli ölçüde artırmayı amaçlayan stratejik planlarının da temel taşını oluşturmaktadır.

Ayrıca, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, kamu ve özel sektör işbirliğiyle geliştirilen teşvik politikalarının, yatırımcılar tarafından olumlu karşılandığını ve doğrudan yabancı sermaye girişlerini artırdığını raporlamaktadır. Jeostratejik konum, kültürel yakınlık ve şeffaf hukuki düzenlemeler, Türkiye’yi hem yerli hem de yabancı yatırımcılar için tercih edilir kılmaktadır.

Diğer Ülkeler Üretim Tesislerini Türkiye’de Kurar mı?

Dünya genelinde üretim maliyetlerini optimize etmek isteyen firmalar, yüksek vergi yükü nedeniyle alternatif lokasyonlar arayışına girebilir. Türkiye’nin:

  • Stratejik Konumu,
  • Nitelikli İşgücü,
  • Güçlü Lojistik ve Ticaret Altyapısı,
  • Cazip Yatırım Teşvikleri

gibi unsurlar, diğer ülkelerden gelen yatırımcılar için Türkiye’de üretim tesisleri kurmayı cazip hale getirmektedir. Özellikle ABD, Avrupa ve Asya pazarlarına yakınlık, yatırım sonrası sağlanan kolaylıklar ve devlet destekli teşvik paketleri, Türkiye’yi küresel tedarik zincirinde alternatif bir üretim merkezi olarak öne çıkarmaktadır.

Trump’ın 2 Nisan 2025 tarihli gümrük vergisi duyurusu, hem ABD iç piyasasında rekabet gücünü artırma hem de dış ticaret açığını daraltma amacı güderken, küresel ticarette belirsizlik ve gerginlik yaratma riski de taşımaktadır.

  • Olumlu Açılardan: ABD’nin yerli üretimi destekleme çabaları, müzakerelerle ticaret ilişkilerinin yeniden şekillendirilme imkanı; Türkiye’nin %10’luk düşük vergi oranı ve kapsamlı yatırım teşvikleri, hem küresel hem de Türkiye ekonomisi için olumlu senaryolar sunmaktadır.
  • Olumsuz Açılardan: Yüksek vergiler, ticaret savaşlarına yol açarak global piyasalarda dalgalanmalara neden olabilir ve tedarik zincirlerinde aksamalar yaratabilir.

Türkiye açısından, düşük vergi oranı ve devlet destekli teşvik paketleri, ABD pazarında rekabet avantajı sağlamanın yanı sıra, yüksek teknoloji yatırımları için tercih edilen bir üretim merkezi haline gelmesine olanak tanımaktadır. Bu durum, yabancı yatırımcıların Türkiye’de üretim tesisleri kurmasını desteklerken, uzun vadede ülkemizin ekonomik büyümesini ve teknolojik dönüşümünü güçlendirecek stratejik bir hamle olarak değerlendirilebilir.

HedefKoç Danışmanlık Dr. Uzman Psikolog H. Mert Özaydın